Kızımın doğumla birlikte oğlumun düzenini hiç değiştirmemeye özen gösterdik. Sabah her zamanki saatinde kalktı ve okuluna gitti. Okuldan sonra da babası onu alıp kardeşine getirdi. Kardeşini gördüğü ilk anda tedirginliklerimin yersiz olduğunu anlamıştım aslında. Çünkü henüz 4 Yaşında olmasına rağmen kardeşine inanılmaz bir şefkatle ve hayretle bakıyordu. O günden sonra da hep aynı yaklaşımları devam etti. Bu belki onun hamurundan belki biraz da bizim davranışlarımıza özen göstermemizle ilgiliydi.
Kızım doğmadan 1 ay önce eşimle birlikte bir psikoloğa gittik. Oğlumuza bu dönemde nasıl davranmamız gerektiğini bir bilene sormak, fikir almak istedik.
Ona ara sıra tabii ki abi oldun artık desek de ona hiçbir zaman "ABI" misyonu yüklemedik. E biz de insanız tabii ki zaman zaman hata yapabiliriz. İlla ki hatalarımız da oldu ama hem biz hatalarımıza çabuk müdahale ettik ve düzelttik hem de bu süreçte oğlum da bize çok anlayış gösterdi.
Aslında kıskançlık o kadar içgüdüsel bir duygu ki. Her yaşta her insanın zaman zaman yaşayabildiği bir duygu. Bunun normal olduğunu, oğlumun yaşamındaki değişimlerin onu nasıl etkileyebileceğini bilmek ve bunları kabullenmek belki de herşeyin daha kolay olmasını sağladı.
- Onun kardeşini sevmesine hep izin verdik. Tabii yanında her zaman birisi bulundu. Onu gözlemlediğimizi hissettirmedik ama hep gözümüz üstünde oldu. Ne olur ne olmaz tedbiri elden bırakmamak lazım.
- Kardeşine zarar veremeyeceği ile ilgili çok net olduk. Zaten hiç öyle bir girişimde bulunmadı zaten.
- Kız kardeşini kıskandığını hissettiğimizde " aaa ne Saçma davranıyorsun" , " sana hiç yakışmıyor böyle davranmak", " sen artık abisin" gibi serzenişler yerine ya dikkatini başka yere çektik ya da ona daha çok ilgi gösterdik.
- Okulu ile bu yeni dönem ile ilgili hep irtibat halinde olduk. Öğretmenleri de bize abimizle ilgili gözlemlerini anlattılar. Ama söyledikleri hep "kardeşinden sevgiyle bahsettiği" oldu.
- Ben de anne olarak oğluma hep onun bebekliğini anlattım. Sen bebekken böyle yapardın, şöyle tatlıydın diye... Hep onun küçüklük fotoğraflarına baktık, videolarını seyrettik. Bu durum ona çok eğlenceli geldi. Ve kendisine güveni arttı.
- Onu hep kardeşiyle ilgili işlere dahil etmeye çalıştık. Hatta kardeşinin huysuz zamanlarında onu sakinleştirmek ve güldürmek konusunda benim en büyük yardımcım oldu...
Biraz çaba ile bu süreç bizim için asla korkulan, unutulmayan sıkıntılı anlarla dolu, hayatımızın karardığı bir dönem olmadı.
Oğlumuz çizgisini hiç değiştirmese de, bir müddet sonra kız kardeşin ciddi ciddi dağdan gelip bağdakini kovma girişimleri oldu. Hala da öyle. Abisi bu durumu son derece olgunlukla karşılıyor ama bu sefer de küçük kız ilginin kendisinden kaydığını hissettiği an devreye giriyor ve her türlü ben burdayım diyor.